çarşamba film günü: The Game (oyun)

Tekrar merhaba arkadaşlar
Bu hafta size eski bir film önereceğim 1997 yapım The Game (oyun):

Evet biraz kıyıda köşede kalmış filmleri öneriyorum farkındayım, bunu bilerek yapıyorum. Çünkü klasik imdb'de 8 ve üstü almış bir çok filmi zaten çoğunuz izlemişsinizdir. Onun için aklıma ilk gelen filmleri değil de, çevreme önerdiğimde izleme sayısı az ama izledikten sonra güzelmiş, denilen filmleri eklemeye çalışıyorum:)

Yönetmen: David Fincher
Senarist: Michael ferris, John D. Brancato
Yapım: ABD
Yılı: 1997-98
Oyuncular: Michael Douglas, Sean Penn
Türü: Aksiyon, macera, gizem


Buradan sonrası spoiler/ deli film anlatma ve fikirlerim içerir.. İzlemediyseniz aşağıdaki yazımı lütfen izledikten sonra okuyun, sonra da bana kızmayın:)

-----

Efenim zenginlik zor iş. Zenginin şakası bile bir başka. Eşek şakası desek daha doğru olur.. Bir çok film izleyen, yorum atan, ekşi sözlük yazarlar vs. filmin sonunu, sahneleri filan eleştirmiş; çekim açılarını beğenmişler. Ben hepsini beğendim.. Sonunu da, ortasını da, açıları da, senaryoyu da hepsini. Tamam tahmin edilen sahneler illa ki vardı. Dikkatli bir izleyiciyseniz zaten bu kaçınılmaz. Ama çekim yılına bakarak bence gayet güzel bir filmdi.. Yok b.k dediğim sahneler oldu bayağı:) Film beni içine çekti anlayacağınız..

Filmin özeti: Michael Abimiz yalnız, mutsuz, kontrol ve disiplin hep bu abimizde, ultra zengin bir iş adamı (yanlış hatırlamıyorsam). Bir de erkek haylaz, işe yaramaz, işi para yemek olan ve bittabi abisiyle pek anlaşamayan bir erkek kardeşimiz var (sean penn). Doğum günü yaklaşırken Michael Abimizin, kardeşi d.günü için aktif katılımlı bir organizsayon şirketinden hediye kartı alıyor. Bu bir oyun. Bu oyunun/deneyimin içine dahil olması için kayıt olmaya gitmesi gerektiğine zorla da olsa ikna ediyor abisini.. Normal de Michael abimiz'in yapacağı iş değil ama o kadar güzel kurgulamışlar ki işte, içine sürükleniyor resmen bizim abimiz de zannediyor ki her şey benim kontrolümün altında.. Sonra olaylar olaylar... Aslında film, kardeşinin doğum günü kartı vermesiyle meğer başlamış (bu oyun). Ama Michael abimiz ve biz dahil, bunu çok sonra fark ediyoruz:))   



Mesela kurguya baksana, şirketin en ince detayına kadar düşünmesine:)  yok efendim başka şeyler seçebilirmiş Michael abimiz, hiç kimse bu kadar adımlarını takip edemezmiş bıkbıkbık ya bırakın bunları:) Yani sizi bilmem ne beklersiniz bir filmden ama sonuç olarak "bu bir film" :) Bir kere filmi izlerken bu detaylara çok takılmıyorsunuz (elbet takıldıklarınız oluyor ama çok detay) ha sonra film bitince, illa ki eleştiriler oluyor:) ama kötü film kimse diyemez:)

Aslında filmin çok guzel bir sürü sahnesi var ama hepsini tabi ki buraya koyamam. Ama benim sevdiğim sahneler içinde bu eklediklerim ve Meksika Mezarlık sahnesi var:)

filmin başı ve sonlara doğru

Ahh Michael Abimiz ne hale geldin:)



Hepinize komik ama eşek şakası olmayan günler:d
xx_gris