1haftanın özeti

Resim
Herkese merhaba arkadaslar 1haftadır yoktum ortalarda.. Size daha önce bahsettiğim üzere Türkiye'ye Ankara'ya ailemin Berkant kuzenimin instagram paylaşımı.. Rahatsızlanmadan önceki düğünde fotoğraf çekerken kuzenime el sallarken.. yanına gittim. Aslında bu "tatili" planlarken İstanbul'a, abimlerin yanına gitmek vardı aklımda ama hayat planlarla yürümüyor.. 1ay önce anneannem çok hastalandı_aniden. Barsak düğümlenmesi olmuş, apar-topar ameliyata alındı. Ameliyat sonrası Yoğun Bakım Ünitesi'nden, makinaya bağlı kaldı.. Gerçekten bebekler gibi bakıldı_abimin arkadaşları sağolsunlar GATA'da çok ilgilendiler. Dayım hep yanında kaldı. Annem ve teyzemler günlük gidip-geldiler hastaneye. Yani bende "tatil" olayını iptal edip anneannemi görmeye, anneme destek olmaya rotamı Ankara'ya çevirdim. Perşembe sabah uçağım vardı. Ben daha Ercan'dayken haber geldi babamdan: Anneannemi kaybettik.. Hastalanmadan önce görüntülü konusup, dolaylı yol

As Good As İt Gets (Benden Bu kadar) + Jet Sosyete

Herkese mutlu günler arkadaşlar


Şöyle bir programlama düzenlemesi yaptım:

Artık günde 1post yayınlayacağım için, cumartesi günü biliyorsunuz gündüz film/dizi akşama da müzik/parça önerisi yapıyordum. Ama Müziği cumartesi günün de bırakıp; film/dizi önerimi hafta içi bir güne_yani çarşamba günlerine aldım:) 




Artık her çarşamba akşam saat 18:00'de benden izlediğim film/dizilerin ilk bilgilendirme ve yazının devamında ise deli spoiler/konu anlatımı yaptığım yazılarımı bulabilirsiniz:)

Bu hafta eski komedi bir film ve yerli yeni yapımlardan komedi dizisi önereceğim size:

---
film->

AS GOOD AS IT GETS (Benden Bu kadar)

Yapım yılı: 1997-98
Türü: Dramatik, komedi
Ülke: ABD
Oyuncular: Jack Nicholson, Helen Hunt, Greg Kinnear
Yönetmen: James L. Brooks

Ben takıntı sahibi insanlara elimde olmadan gülüyorum ne yazık ki.. Bu filmde de Jack abimiz deli takıntılı; yalnız ve inatçı birini oynuyor. Komşusu ve devamlı gittiği restoranda ki garson Helen ablamızla birlikte yolculuğa çıkıyorlar ve işler iyice karışıyor..

Komedi filmi arıyorsanız, Tavsiyemdir:)




Bundan sonrasında filmi anlatacağım yani izlemediyseniz ve izlemek istiyorsanız bence okumayın:) Sonra okuyun:)

Film anlatımı/ Spoiler:

Jack Abimiz; acayip takıntılı, yalnız, her gün aynı saatte aynı yerde ve aynı garsondan hizmet görmeye alışmış, uyumsuz, huzursuz, kavgacı, geçimsiz, saygısız, kapısını bilmem kaç kere kilitlemeden duramayan ama, deli gibi aşk romanları yazan, kadınların çok fena aslında hayran olduğu; evden çıkmayan ve çıksa da çizgilere bile basmadan yürüyen,evinde sadece piyano çalarak ve kitap yazarak (bir yemek yemek için çıkıyor dişarı, onda bile kendi yemek çatal bıçağını filan yanında taşıyor) vaktini geçiren bir adam. 

Helen Ablamız; Jack abimize her gün hizmette bulunan garson rolünde. Her gün aynı saatte ve aynı masadan başka bir yerde oturmayan, eğer masası doluysa cıngar çıkaran bir abimizle uğraşmak kolay olmasa da Helen ablamız bunu çok güzel başarıyor ve hatta Jack abimizin hakkından bir o geliyor diyebilirim... Oldukça gururlu ama duygusal anlamda yalnız bir kadın. Banliyö de annesi ve hasta oğluyla kötü bir durum da yaşıyor..

 Greg Komşu; Bu arkadaş ressam ve oldukça hassas bir yapıda, kırılgan ama oldukça hümanist. Köpeği ile birlikte Jack Abimizin kapı komşusu rolünde. Tabi ki Jack abimiz bu arkadaşa sinir oluyor, köpeğine daha da bir sinir:) 

Derken bir gün bu muhteşem 3lü; Greg ailesiyle konuşsun diye, uzun bir araba yolculuğuna çıkarlar ve işler gelişir..



Bu yolculuğa kadarını anlatmam gerekirse; 
Helen ablamız bir gün işe gelmemeye başlar, meğer oğlu yine hastalanmış. Bunu farkeden Jack abimiz evinin adresini bulur, kendi doktoruyla Helen'i ziyarette bulunur. Sakın yanlış anlamayın çok yardımsever olduğu için değil; oğlu iyileşirse, Helen tekrar işine dönebilir diye..... 

Bunlar olurken Greg abimiz oldukça zenginken evine sokaktan serseri tipli bir çocuğu alır sırf resmini çizmek için. Fakat bir kaç günün sonunda serseri çocuk arkadaşlarını eve alır ve evi soyarlarken Greg Abimizi de pataklarlar. Bu pataklama Greg de ağır hasarlara yol açar. Hastane masrafları, çalınan tabloları, yüzünde derin yara izi, derken hem ruhsal hem de maddi çöküşe düşer. Doğru düzgün arkadaşı kalmaz etrafında,; borç isteyeceği.. Hastane de kaldığı süre boyunca da menajeri Greg'in köpeğini, huysuz komşu Jack abimize zorla bırakır. Jack abimiz _tabi ki_ köpekle anlaşamaz derken yavaş yavaş iyice birbirlerine ısınırlar ve hatta köpekle anlaşmaya başlarlar:)  

Helen Ablamız kendilerine has doktorlarının olması, oğlunun gerçek tedavi görmesi üzerine Jack Abimize borçlu hisseder kendisini ve ona 5-6 sayfalık mektup yazar (bu sahne bence çok duygusaldı, kadının çırpınışları)

Bunlar olurken de Greg abimiz'in tek çıkar yolu ailesine gidip onlardan para almasıydı. Fakat aileyle görüşmüyor. Bir şekilde 3ü birden Greg, ailesiyle görüşsün diye Jack Abimiz'in arabasına atlayıp yola çıkarlar. Greg "arkadaşları" onu yalnız bırakmıyor diye mutluyken; Jack Helen'a aşık olduğu için; Helen de epeydir tatil yapmadığı ve gerçekten Greg'in yanında hem de Jack'i sinir etmek için bu yolculuğu kabul eder..

Vardıkalrında otel odasında Greg ile Helen kanka hatta kız kardeşe bağlarlar. Cesaretini toplayan Jack Helen'i yemeğe çıkarmak ister. Bu arada, Helen'in kaçıncı şans verişi:) Bizim takıntılı Jack başlar hazırlanmaya:) ama ne hazırlanma. Sanırım bulusmaya 2saat geç kalır:) Gittikleri restorantta da sıkıntılar olunca Helen ile arası bozulur.

Filmin sonunda sevgili olurlar bu bizim ikili:) Hatta en güzeli ise, Jack abimiz artık çizgilere basarak yürümeye başlaması:)

Sevgi ve arkadaşlık, sen nelere kadirsin:)
Zaten depresyon dediğimiz şeyin, temelinde yatan şeylerinden biri de, yalnızlık.. 



Jack Nicholson'un süper oyunculuğu, Helen'in karakterinin netliği (istemediği bir şey olunca anında terk ediyor ortamı ha ha), Greg karakterinin naifliği.. Çok başarılı bir film bence:)

imdb bakmak isterseniz
----
Dizi->
JET SOSYETE
Dizi Star Tv'de ve YouTube da yayınlanıyor. Şuan sanırım 12. bölüm yayınlanacak. Gülse Birsel'in yazmış olduğu 3. komedi dizisi (1tane daha vardı ama kendisi mi yazmıştı, bilmiyorum. Zaten 1bölüm yayınlanmıştı. Eski kocası ve yeni kocası aynı evde zırt püf bi diziydi, bence)

Avrupa Yakası'n da Ata Demirer'in olması, Burhan karakteri ve Engin Günaydın oyunculuğu, Gazanfer Özcan ve Hümeyra gibi güçlü oyucularla çok beğenerek izlediğim dizisiydi. Fakat ne zaman Gaffur karakteri (Peker Açıkalın_hiç sevemediğim oyucu + isim olarak Gülse Birsel neden Gaffur ismini seçti ki böyle zırt saçma sapan bir karaktere? Allah'ın isimlerinden Gafur'u anımsatıyor insana. Ve bu beni daha da çok sinir etmişti..),'nin diziye girmesiyle bende bitmiş olan dizisiydi. Gülse Birsel evin küçük kızını oynuyordu. Vasat, sıradan bir oyunculuğu vardı....

Yalan Dünya'yı ise, izlemedim desem yeridir. Derya Karadaş'ı ilk bu dizi de tanıdım ben. Güldür Güldür, Beşer Beşer'den tanıdığım İrem Sak'ın oynaması da beni çok mutlu etmişti. Beyaz da oynuyordu hatta ama genel olarak hiç ısınamadığım bi' dizi, oyuncular vs. olmuştu ve ben pek beğenmemiştim.. Gülse Birsel burada yine evin kızı rolünde ve yine bence vasat oyunculuğu ile oynuyordu..
Gelelim Jet Sosyete Dizisine:

Jet Sosyete'ye başta tepkili yaklaştım açıkcası sanırım 4. bölümde izlemeye başladım ve sonra geriye dönüp izledim. En sinir olan şey: her bölümün 2 saat olması ve Gülme Efektleri!. Yahu biz salak mıyız da nerede güleceğimizi bilmiyor muyuz? Saçmalık artık.. 

Dizinin oyuncuları genel olarak, bence çok başarılı. 
Özellikle; Cengiz Bozkurt ve Çağlar Çorumlu'nun oyunculukları, Ayşenil Şamlıoğlu, Hasibe Eren de zaten başarılılar:) Aslı Bekiroğlu, Enis Arıkan, Emre Taştekin ve Deniz Cengiz'in oyunculuklarını ise ilk defa görmemem reğmen, rollerini bence kıvırıyorlar (Deniz Cengiz'i Deliha 2 de görmüştüm)..
Ben bir tek, Çağlar Çorumlu'nun kızı rolundeki Tuğba Çom'a ısınamadım.. 
Başlarda Ecem Uzun'a da ısınamamıştım ama onun sebebi kötü oyunucu olması değil; Bartu Küçükçağlayan'ın sevgilisi olarak minyon ya, sanki yaş farkı çok duruyor gibi gelmişti. Ama sonra psikopat gülüşü, oyunculuğu "kutu bebek" lakabıyla ona da ısındım:) 


Favori karakterim ise: Gülse Birsel'in canlandırdığı "Gizem" karakteri :) Bence diğer 3 dizisinde ki oyunculuğuna göre bu rolü çok başarılı kıvırıyor:) diğeri ise, Tony karakteri ile Enis Arıkan..

Favori çiftim ise; Gündüz (Bartu Küçükçağlayan) ve Kutu Bebek (Ecem Uzun) :)

Sevmediğim karakter/oyuncu ise: Yıldız (Tuğba Çom)

Geriye kalan dizi karakterlerini/oyunculukları ise tutarlı buluyorum:)



-> Dizi 2saat olursa, her dizide ki genel sıkıntı; boş beleş sahneler, uzayan sahneler, saçma espriler olur tabi ki.. Şimdilik ayarında gitse de İnşallah boşluk doldurmak adına Gaffur gibi zirzop karakterler yerleştirmez Gülse Birsel
-> Aslında Gülse Birsel, bölümler 40dakka olsun diye çok uğraşmış ama hiç bir kanal yanaşmamış, yayın akışlarından kaynaklı. Mecbur uzamış yine saati..
-> Yalnız her dizi de olduğu gibi reklam alma ve bunu dizi içine uyarlama olayını çok iyi çözmüş kişi Gülse Birsel.. 
-> Lütfen gülme efektlerini kaldırsınlar! Bu ne saçma; insanı salak yerine koyan, "espriyi siz anlamamışsınızdır durun bak burada güleceksiniz" diye insanı aşağılayan şeydir!


Genel olarak sevdik biz bu diziyi, bozmazlarsa izlenir:)


haydi herkese iyi seyirler
xx_gris

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalyon Oje ve Bakım Yağlarım

INGLOT BEAUTIFIER TİNTED CREAM ve INGLOT MATTİFYİNG SYSTEM 3S PRESSED POWDER ROUND

DOA BOYALI SAÇLAR İÇİN SÜLFATSIZ ŞAMPUAN (post2)