Herkese merhaba arkadaslar 1haftadır yoktum ortalarda.. Size daha önce bahsettiğim üzere Türkiye'ye Ankara'ya ailemin Berkant kuzenimin instagram paylaşımı.. Rahatsızlanmadan önceki düğünde fotoğraf çekerken kuzenime el sallarken.. yanına gittim. Aslında bu "tatili" planlarken İstanbul'a, abimlerin yanına gitmek vardı aklımda ama hayat planlarla yürümüyor.. 1ay önce anneannem çok hastalandı_aniden. Barsak düğümlenmesi olmuş, apar-topar ameliyata alındı. Ameliyat sonrası Yoğun Bakım Ünitesi'nden, makinaya bağlı kaldı.. Gerçekten bebekler gibi bakıldı_abimin arkadaşları sağolsunlar GATA'da çok ilgilendiler. Dayım hep yanında kaldı. Annem ve teyzemler günlük gidip-geldiler hastaneye. Yani bende "tatil" olayını iptal edip anneannemi görmeye, anneme destek olmaya rotamı Ankara'ya çevirdim. Perşembe sabah uçağım vardı. Ben daha Ercan'dayken haber geldi babamdan: Anneannemi kaybettik.. Hastalanmadan önce görüntülü konusup, dolaylı yol
Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
beni benden alan bu sesler..
Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
-
Selam arkadaşlar
Bugünlerde en çok neler dinliyorum. Neden? Beni çeken ne? Anısı var mı?
Artık cumartesi sabahları saat 11'de size o müzisyenlerden/sevdiğim parçalarından bahsedeceğim, bilginize..
Ben ne yazık ki her hangi bir müzik aleti çalamıyorum. Abim ve Turan o konu da çok iyiler (abim bas gitar, Turan bateri) ama çalabilseydim alto saksafon ya da çello olabilirdi (alto saksafon için öneri: Candy Dulfer--Lily was here, çello için öneri:The Piano Guys--Michael meets Mozart , simplythree--happy) Neyse çalamasam da iyi dinleyiciyimdir. Müzik listem çok karışıktır ama. Mesela Turan ağırlıklı olarak metal, hardrock 60s lar filan dinler. Müzik Listesi genel de bu yöndedir. Oysa ben? Ben valla kulağıma ne güzel geliyorsa ve durumuma (moduma) ne uyuyorsa onu dinlerim.. hard rock da olur death metal de rocknroll/jazz da olur 90lar Türkçe Pop da.. Bir tek fantezi müzik hala ne olduğunu anlayamadım onu dinleyemiyorum (bana 70ler den 80lere geçerken kalitesiz çekim Türk filmlerini hatırlatır ne alakaysa ha ha) Neyse kısacası (bu lafta çok gıcık. bir diğeri de, uzun lafın kısası, lafı. madem kısası var ne uğraştırıyorsun:) ama cümleyi güzel bağlar hani) Bugün sizlere 3 kızımızdan bahsedeceğim. Sesleriyle tüylerimi diken diken etmeleri. O tınıları.. Hepiniz biliyorsunuzdur eminim.. Başlayalım: LÜTFİYE ÖZİPEK
Kendisi Kıbrıslı Türk kızımız. O Ses Türkiye'de de 1. oldu bu sene. Önceleri Girne de Colony Hotel de, Korhan Saygıner ile sahne alıyorlardı. Geri Vokaldeydi hatta. Ama dinlemeye giden tüm arkadaşlarım sesine hayrandı Lütfiye'nin. Ben hanüz canlı dinleyemedim kendisini ama en kısa zamanda iple çekiyorum hani :) Bu hatırlarsınız, ilk O Ses Türkiye'de ki ilk performansı. Ben bu şarkıyı normalde de çok sevdiğim için böyle bir şarkı seçen birini görünce çok şaşırmıştım. Ve asıl sonrasında performansı offff :)) enn kısa zaman da çokça parçalar bekliyorum kendisinden... Girne de Roks Hotel'in yanında Roxanne diye mekan vardı (hala var sanırım). O zamanlar bizim de mat siyah vosvosumuz vardı Turan'la (2013zamanları). Sting'in bu parçasını tam oradan geçerken dinlerdik he he...Bir de Sting'in kendini parça da Roxanne diye parçalaması bence aslında çok hüzünlüdür. Belki de Lütfiye'nin bu parçaya hüzünlü yorumunu o yüzden çok yakıştırmışımdır.. SENA ŞENER
Bu kardeşimizin sesi nedir böyle arkadaşlar?? insanlar bu sesi pc de oynayarak ulaşırlar, maşallah:) O nasıl metalik ama bi o kadar da kendine çeken bir ses tonudur.. İlk olarak Youtube da gezerken Mahmut Orhan Feel remix'in de denk geldim Sena Şener'e. Sonra Self Control(remix ve akustik), Tuna Kiremitçi'yle birlikte Birden Geldin Aklıma sonra Sevmemeliyiz en son da: Bak Bana. Tam hipnozluk parça. Evde "bak bana bak bana" diye dolaşıyorum :D Biz Lefkoşa'ya taşınınca koşa koşa Mağusa Kaleiçi'nde ki People's Pub (peoples pub facebook adresi) akustik geceyi ayarladı ve biz gidemedik tabiki hıh 😒 Sena Şener'de ki en can sıkıcı olanı ise, şuan sadece 18-19yaşında filan olması... he he KALBEN
Ben bu arkadaşımızı ilk Youtube da Sofar da dinlemiştim; Sadece. Sonra bi'reklam da cover yaptı: Haydi Söyle. Dikkatleri üstüne çekmişti artık (reklamın gücü) Sonra Saçlar. dinledikçe tüylerimi diken diken eden beni bir şekilde etkileyen sesi.. sonrasında Ben Her Zaman Sana Aşıktım ve Doya Doya. Bu şarkıları çok sevdiğim ve hep dinlediğim parçalar. Ne kadar uzun boylu bi'kızımız böyle. Sofar'da ilk dinlediğimde aklım habire gitarın oranına kaymıştı:)
Şimdilik bu şekilde dinlediğim parçalar arkadaşlar. Peki siz hangi tarz seversiniz? Çalabildiğiniz bi'enstrüman var mı? Hangi parçalar sizi etkiler, neden? -> haftaya bu kadar yormam sizi:) İlk günün hatrına biraz yoğun oldu farkındayım :)
Herkese Selam Bugün sizlere bende bulunan/kullandığım Kalyon Oje ve Bakım Yağları' ndan bahsedeceğim. Hadi başlayalım: Arkadaşlar Ben Kalyon markasını düğün zamanım da ( 5yıl önce yani ) keşfettim. Antalya'da bi kuaför de düğün için French stil oje sürerken beyaz yerine Kalyon kullanmışlardı ( sağdan ikinci ) . Benim çok hoşuma gitmişti French:) Bu şekilde tanıştım kendisiyle:) Neyse başlayalım hadi... - TIRNAK VE TIRNAK ETİ PEELİNGİ: Bu arkadaşın yapısı: Şeffaf, içeriğinde böyle minik siyah tanecikleri olan ve sanki biraz da şeker varmış gibi toz toz gözle görülmeyen parçacıklı, ojeden yoğun kıvamı olan bakım şeysi ( resmen cümleyi bağlayamadım:D ) .. O siyah taneciği size göstereyim diye içinden denk getirene kadar uğraştım bayağı. Aslında çok dert değil çünkü o mikro parçacıkları ( şeker gibi diye bahsettiğim ) tırnağınızın üstünde hissediyorsunuz. Kokusu acı resmen ama sürerken yoğun yoğun olup sizi rahatsız etmiyor... Ben nasıl kullanıyorum: Tı
Selam Herkese Bugün size İnglot 'tan daha önce aldığım-kullandığım tinted krem ve matlaştırıcı pudra dan izlenimlerimden bahsedeceğim.. Hadi başlayalım :) - INGLOT BEAUTIFIER TINTED CREAM: Ben bu krem-renkli nemlendirici-renkli güneş koruyucu ( tinted ) adı her neyse, bayıldım!!! Kuru yüzümde pamuk gibi yaptı ve dağıldı. Kalıcılığından da gayet memnun kaldım ama üstüne tekrar pudra geçtim 4saat sonra filan ama işe gittiğim zaman bana gayet de yetiyordu. Kapatıcılık konusuna gelirsek, orta seviye diyebilirim. Ben zaten göz altlarıma, sivilcelere, lekelere ekstra kapatıcı kullandığım için kapatıcılığını çok dert etmedim açıkçası. Elimin üstüne biraz fazla sıkmışım. Azıcık yaydım swatchlarken. 2sn bekledim ondan sonra yavaşça dağıttım. Çok ince yapılı narin bir ürün. ama yakından bakarsanız el üstümdeki kırışıklıkları nasıl da absorbe etti.. Velhasıl, ben bu küçük ama bereketli ürünü beğendim:) tek takıldığım nokta: ben tinted ürünleri renk
Herkese merhaba Doa Kozmetik ürünlerinden hangilerini kullandım 2. post ile karşınızdayım:) Doa Kozmetik hakkında detaylı bilgi için önceki post'umda internet adres linkini vermiştim. Şimdi ise sitesinde yazdıkları benim çok hoşuma giden bi' yazılarının adresini şuraya ekledim. Gelelim kullandığım ürüne: DOA BOYALI SAÇLAR İÇİN SÜLFATSIZ SAÇ BAKIM ŞAMPUANI Önceki yazımda da bahsettiğim gibi, bu markayla ilk bu ürünleriyle 3yıl önce tanıştım. Ama 1,5yıl önce şişesi birazcık daha farklıydı. 1,5yıl aradan sonra saçlarım yine çok işlem gördüğü çin tekrar sipariş ettiğimde üzerinde " tuzsuz " ibaresini kaldırdıklarını siparişten sonra fark ettim. İçeriğinde yazmıyor ama bu beni düşündürdü. Eskisi kadar ( eski ürün ) sanki saçıma faydasını görmedim. Bilemiyorum belki mavi saç boyası ( manic-panic ) bitkisel olduğundan sonraki boyalarım market boyası olduğundan, veya tamamen psikolojik sonuç olarak eski etkisini göremedim ne yazık ki.. Koku
Yorumlar
Yorum Gönder